Srebrenica katliamının 25. yılı…
Yakın tarihimizin en karanlık günlerinden biri olan Bosna Savaşı’nda uluslararası Kızılhaç verilerine göre Bosna’da 312 bin kişi hayatını kaybetti. Bu sayının 200 bin kadarı Bosna halkına aittir ve Boşnaklar dünyanın gözü önünde, Birleşmiş Milletler’in kontrolünde sistematik olarak soykırıma tabi tutuldular. Sırplara göre 3 etnik grubun iç savaşı olarak görülse de bu savaş değildi.
Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Adalet Divanı, 2007’deki kararında, ICTY’den gelen kanıtlar doğrultusunda, Srebrenica ve civarında yaşananları “soykırım” olarak nitelendirdi. Farklı mahkemelerde görülen Srebrenica davalarında bugüne kadar 45 devlet adamı ve komutan, toplam 699 yıl hapis cezası aldı.
Bugün Srebrenica’da 8372 kişinin bu katliamda öldürüldüğü biliniyor. 6610 kişinin defnedildiği Potoçari anıt mezarlığına bu yıl kimlik tespitleri yapılan 8 kişi daha gömülecek. Yaklaşık 1600 soykırım kurbanı ise hala kayıp ve bulunmayı bekliyor.
Birleşmiş Milletler, Bosna Savaşı’nda Srebranica dahil olmak üzere 6 yeri güvenli bölge ilan etmişti. Uluslararası güvence ile koruma altına alınan bölgeler içinde yer alan Srebranica, gerekçe gösterilmeden 11 Temmuz 1995 tarihinde savunmasız bırakıldı. Sebepsiz ölümlerle baş etmeye çalışan ve şehirde kalamayacaklarını anlayan yaklaşık 15 bin Boşnak, dağlara ve ormanlık alana yönelip güvenli bölgelere doğru kaçıp hayatlarını kurtarmak istediler. Yürümesi çok zor olan alanlarda ve yoğun saldırı altında yürüyerek kurtarılmış bölge olan Tuzla’ya ulaşmaya çalıştılar. Ancak gruptan yalnızca 5 bin kişi bunu başarabildi.
Bu yürüyüşe ve bu yola uzun yıllar “Ölüm Yürüyüşü” olarak adlandırıldı. Sonrasında Marş Mira (Barış Yürüyüşü) adı altında her yıl uluslararası katılımla daha da büyüyen yürüyüş, her yıl yaz aylarında hayatlarını bu yolda kaybedenler için tekrarlanıyor. Marş Mira (Barış Yürüyüşü), Srebrenica soykırımının yıl dönümlerinde 8-10 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen 3 günlük bu yürüyüşte 85 km yol yürünüyor. Yürüyüşe katılanlar son olarak 11 Temmuz’da gerçekleştirilen anma törenine katılıyorlar. O yıl kimlikleri tespit edilen kurbanlar ise toprağa veriliyor.
Aliya İzzetbegoviç’in sözleri Marş Mira ruhunu çok net anlatıyor: “Geleceğimizi geçmişimizde aramayacağız. Kin ve intikam peşinde koşmayacağız.”
Bir yanıt bırakın