Asya’nın bozkırlarında Moğolistan’ın Rusya sınırında, Sayan Dağları eteklerinde yaşayan Dukhalar, Türklerin eski yaşayışlarını ve sosyal ilişkilerini çok net anlayabileceğimiz yarı göçer bir topluluk olarak karşımıza çıkıyor. Sayıları 2010 yılında 282 olan günümüzde 300 kişiyi aşmadığı düşünülen Dukhalar, Moğolistan’ın son dönemlerdeki baskısı nedeniyle yaşayış biçimleri ve kültürleri bakımından yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış.
Moğollara göre, Dukhaların soyu Uygurlara dayanıyor. Çin kaynaklarına göre Dukha Türkleri, Rusya sınırları içerisinde yaşayan Tuva Türkleri ile aynı soya dayanıyorlar. Bazı Türk araştırmacılara göre, Dede Korkut Hikayeleri’ndeki “Duha Koca Oğlu Deli Dumrul” adındaki Duha bu topluma ait olduğu söyleniyor.
Avcılık ve toplayıcılığın en önemli geçim kaynağı olan Dukha Türklerinde, Rengeyikleri hayatlarının bir parçası olma özelliğini gösteriyor. Rengeyiklerinin et, süt ve derisinden faydalanıyorlar, taşımacılıkta ise binek olarak kullanıyorlar. Geyiklerle o kadar özdeşleştirilmişler ki onlara Rengeyiği Türkleri de deniyor.
Konuştukları dil ve yaşayış biçimleri açısından Moğollardan çok farklıdırlar. Günümüzde avlanma alanları daralmaya, yerleşim alanları ise kısıtlanmaya başlamış. Çocukların zorunlu Moğol dili öğrenmesiyle kendi eski dillerini bilen sayısı da azalmış. Dukha Türklerinde yaşlıların konuştuğu dil ise Sayan dilleri grubunda yer alan Tuva Türkçesinin bir ağızı olduğu belirtiliyor.
Dukha Türklerinde her fert üretimde yer alıyor. Erkekler avlanmak ile uğraşırken, kadınlar ise çocuk bakımı, ev işleri ve geyiklerle ilgileniyor. Özel mülkiyet pek gelişmemiş, özellikle avlanmayı birlikte sürdürdükleri için ve çadır hayatı sürdükleri için av veya araç-gereç sahiplenme durumu söz konusu olmuyor. Yaz aylarında avladıklarını uzun süre saklayamadıkları için paylaşıyorlar. Avlanılanların bir kısmı ise kışın tüketmek için kurutulup saklıyorlar. Son yıllarda avcılık ve toplayıcılıktan uzaklaşmaya başlayan bu Türkler, Moğol devletinden aldıkları ekonomik desteklerle hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Dukha Türklerinde göç etme zamanları ve avlanma zamanları gibi herkesi ilgilendiren kararlar, fikir birliğine dayalı olarak alınıyor. Bu karar alma sürecinde kadın ve erkekler eşit söz hakkına sahip. Ancak topluluğun yaşlılarının, tecrübe ve bilgi birikimlerinden dolayı bu kararlarda etkileri fazla olabiliyor.
Bir çok araştırmacı Dukha Türklerinin önümüzdeki yıllarda avcı-toplayıcı kültürünü tamamen bırakacağını ve dillerinin ise Moğolca’ya döneceğini belirtiyor.
Dukha Türkleri hakkında araştırmaları ile ünlü antropolog, yazar ve gezgin Selcen Küçüküstel’in Rengeyiği Türkleri: Dukhalar adlı eserinde Dukha Türkleri hakkında eşsiz bilgiler bulabilirsiniz.
Bir yanıt bırakın